İstanbul hakkında bugüne kadar doğru ya da yanlış, gerçek ya da efsane, değerli ya da değersiz çok şey yazıldı yazarlar, şairler, seyyahlar, imparatorlar, elçiler hatta deliler tarafından. Doğunun ve batının tam ortasında bir buluşma noktası , bir eksen, bir odak noktası olarak yüzyıllardır ziyaret edildi. Roma, Paris, Londra gibi tarih, kültür, sanat ve düşünce merkezi oldu. Zamanla bu kültürel birikim yeniden ve yeniden sentezlenerek kendini yeniden üretti. Bu sebeple, böylesine bir birikimin sayısız gizemi içermesi de gayet tabidir. Hatta İstanbul'a gizemin başkenti demek de yanlış olmaz. Gizem derken komplo teorilerini, hurafeleri buna dahil etmek çok doğru olmayabilir. Örneğin Haliç'te Bizans'ın altınlarının olduğu hiç bir gerçekçi iddaa olmamasına rağmen söylenegelmiştir. Ya da kentin altından geçen yolların Adalar'a kadar uzandığı ciddi ciddi araştırma konusu olmuştur. Bir başka iddaa ise Osmanlı'nın İstanbul'u fethetmesinden sonra Ayasofya'nın kıbleye doğru dönmesidir. Elbette tüm bunlar geçerli olmayan iddaalardır ama insanlarda gizeme duyulan eğilim nedeniyle kulaktan kulağa yaşamaya devam eder.
Hiç düşündünüz mü Roma-Bizans İmparatorluğu'nun 1100 yıl başkentliğini yapmış İstanbul'da 100'e yakın imparatorun ve ailelerinin mezarları nerede? Sahi kentin kurucusu Büyük Konstantin nerede yatıyor? 57 yıl boyunca İstanbul'u yağmalayan Haçlılar hangi eserleri Batı'ya taşıdılar?1071 Malazgirt Savaşı'ndan önce Bizans- Türk ilişkileri nasıldı? Fatih'in İstanbul'u kuşattığı ve surları toplarla dövdüğü günlerde suriçinde dehşete kapılan Bizans halkının yaşadıkları nelerdi? Şüphesiz tüm bu soruların kaynakların anlattığı kadarıyla cevapları vardır ama önümüzde gizem konuları olarak serilmiş durumdalar. Animo Akademi olarak, gizem kenti İstanbul'un merak edilen olaylarına cevap arayacağız.